Haber

Küresel Denge Derneği: Deniz seviyesi yükseliyor; İstanbul ve İzmir tehlikede

GLOBAL İstikrar Derneği, ‘Deniz Seviyesi Yükselişi ve Bunun İstanbul ve İzmir İllerine Olası Etkileri’ konulu bir çalışma gerçekleştirdi. 3 yıllık bir çalışma sonucunda hazırlanan raporda, deniz seviyesi yükselmesinin İstanbul ve İzmir’deki birçok kültürel miras, sosyal yaşam alanı ve doğal alan için getireceği tehlikelere değiniliyor.

Raporun yazarlarından İklim Değişikliği ve Ekoloji uzmanı Prof. Denizle yakın bağlantısı olan ve deniz seviyesinin yükselmesinden etkilenecek. Ancak şunu unutmamalıyız ki iki tür kıyıdan bahsetmek mümkün. Biri doğal kıyı, örneğin plaj. İstanbul mesela Florya plajı. Bunlar doğal yapılar. Bunlar plajlar veya giderek yükselen doğal yapılar. Deniz seviyesi yükselince bir kısmı yok olacak. Oradaki arazi sular altında kalacak. Mesela Küçüksu Kasrı, bazı önlemler Alınmış ama nasıl etkilenecek. Deniz kenarında Dolmabahçe Sarayı var. Böyle 3-5 tane yapı var, mutlaka etkilenirler.” dedi.

Prof. Dr. Dalfes, “Öte yandan Küçüksu, Göksu gibi İstanbul Boğazı’na su getiren noktalar var ve bunlar etkilenecek. Orada deniz suyunun tatlı suya karışması artacak.” şeklinde konuştu.

RAPOR’A GÖRE İSTANBUL VE İZMİR TEHDİT ALTINDA

Küresel İstikrar Derneği, ‘Deniz Seviyesi Yükselişi ve Bunun İstanbul ve İzmir İllerine Olası Etkileri’ konulu bir çalışma gerçekleştirdi. 3 yıllık çalışma sonunda hazırlanan raporda, iklim değişikliği nedeniyle buzulların erimesi ve buna bağlı olarak deniz seviyesinin yükselmesi nedeniyle kıyı kentlerindeki birçok kültürel miras, sosyal yaşam alanı ve doğal alanda yaşanacak tehlikelere değiniliyor. . Rapora göre, 6 milyondan fazla insanın yaşadığı yalnızca İstanbul’da 120 kilometrekarelik alan sular altında kalacak. Dolmabahçe Sarayı, Beylerbeyi Sarayı ve Ortaköy Camii gibi İstanbul’daki tarihi yapılar deniz seviyesindeki yükselişten etkilenecek. İzmir’de Körfez, Kordon ile Alaçatı ve Sığacak gibi tatil beldelerinin yanı sıra Gediz Deltası Kuş Cenneti de tehdit altında. İstanbul’daki 16 atıksu arıtma tesisinin 12’sinde, İzmir’deki 20 atıksu arıtma tesisinin 4’ünde sorun yaşanabilmektedir. Deniz suyu yeraltı suyuna karışabilir. Bu durum özellikle İzmir’de tarımsal üretim açısından ciddi sıkıntı yaratacaktır.

“AMACIMIZ İKLİM POLİTİKALARINA KARAR VERENLERLE İLİŞKİ KURMAK”

‘Deniz Seviyesi Yükselişi ve İstanbul ve İzmir İllerine Olası Etkileri’ raporunun amacı hakkında konuşan Küresel İstikrar Derneği Lideri Dr. Nuran Talu, “Özellikle son yıllarda çokça konuşulan küresel iklim değişikliğinin, Son 10 yıldır maalesef artık kriz diyebileceğimiz bir olay olan ‘Mahallede su baskını var’ diyor. Bir yandan iklim değişikliğinin çok geniş bir disipline sahip olduğunu söylememiz gerekiyor. Bu sadece aşırı sıcak hava olayları yani küresel ısınmadır.” Çünkü iklim değişti ama artık sadece yanmıyoruz. Dünyada, atmosferde hidrolojik denge bozulduğu için bu anlamda ‘İklim krizini nasıl çözebiliriz?’ diye soruyoruz. Ülkemizdeki politikaların tartışmalarını ve eksikliklerini tamamlamaya çalışıyoruz. Hocalarımızın değerli bilimsel araştırmalarından beslenen bu konu Türkiye’nin en zayıf halkasıdır. Mesela Türkiye’deki bilim camiası iklim değişikliğiyle mücadelede deniz ekosisteminin durumuna bakıyor. İstilacı tür olan balıklara ne olacak; ama denizin yükselmesi meselesi “İklim üzerine çalışanlar bile yani iklim üzerine çalışan pek çok kişi bu konuyla ilgilenmiyor. Amacımız bu bilimsel çalışmalarla Türkiye’de iklim politikalarına karar verenler arasında bir bağ oluşturmak.” “dedi.

“DENİZ SUYU YÜKSELİŞİNE İLİŞKİN DETAYLI PLANLAR YAZILMALI”

“Karar vericilere çağrı yapıyorum” diyen Dr. Nuran Talu, “İklim değişikliğinin etkilerine uyum sorunu başka, sera gazı emisyonlarının azaltılması başka paket. Elbette sinerji var” dedi. iki. Bu deniz suyu artışı sorununun etkilerine uyum konusunda hangi bölümlerde detaylı eylem planları yazmaları gerekiyor. Mesela ulaştırma branşında iklime uyum.” Eğer istersek limanlar sular altında kalmasın. Aslında kapanmalarını önlemek için eylemler yazılmalıdır. Hocam bu gibi konularda altyapı, endüstriyel tesisler, endüstriyel kazalar başta olmak üzere birçok tehditle karşı karşıya kalabileceğimizi söyledi. Kentleşme hizmetlerinin iklim değişikliği beyanına yakışır şekilde iklim dostu kentlere dönüştürülmesi gerekiyor. “İstanbul ve İzmir için de durum böyle, çünkü bir taraftan limanları yani sahilleri İzmir için dönüştürebilirsiniz, diğer taraftan da kentsel dönüşümün hassasiyetine bakabilirsiniz.” dedi.

“KÜÇÜKSU GÖKSU’DA BOĞAZ’A SU GETİREN NOKTALAR DA ETKİLENECEK”

Deniz seviyesindeki yükselişin İstanbul ve İzmir’deki etkilerini anlatan raporun yazarlarından Prof. Dr. Nüzhet Dalfes, “Bildiğiniz gibi bu çalışma hem İstanbul’u hem de İzmir’i kapsıyor. Bunlar iki kıyı kenti, iki değerli kıyı kenti. Denizle bağlantısı var. İstanbul ile İzmir birbirinden farklı, bu kontrast değerli. Jeolojik olarak oluşmuşlar. “Şekilleri farklı, topoğrafyaları farklı, dinamikleri farklı. Bunun sonucunda denizle olan bağlantılarında farklılıklar ortaya çıkar. İstanbul aslında güneyden kuzeye doğru yükselen topoğrafyaya sahip bir ölçü. Bu nedenle özellikle güney kıyılarında denizle yakın bağlantısı olan ve deniz seviyesinin yükselmesinden etkilenen birçok nokta bulunmaktadır. Etkilenecekler. Ancak iki tip kıyıdan bahsetmenin mümkün olduğunu unutmamalıyız. Bunlardan biri doğal sahil yani plajdır. İstanbul’daysanız mesela Florya plajı. Bunlar doğal yapılardır. Bunlar yavaş yavaş yükselen plajlar veya doğal yapılardır. Deniz seviyesi yükseldiğinde bir kısmı oradaki araziler sular altında kalacak. Bir de özellikle Boğaziçi’nde yapılanmış kıyılar var. Boğaz’da örneğin yalılarda çok büyük bir sorun yok. Seviyeyi 1 metre 70 santimetre yükseltseniz, köşklerin altında kayıkhaneler var, onlar yönetiyor; ama bir yandan da sahilde bazı kültür varlıkları var, köşkler, saraylar var. Nasıl etkileneceklerine detaylı bakmak lazım. Çalışmamızda çeşitli noktalara dikkat çektiğimizi unutmayalım; Ancak bir Dolmabahçe Sarayı’nın detayına gireceğim. Deniz seviyesini 50 santimetre veya 1 metre yükseltirseniz bir inşaat mühendisi açısından nasıl etkileneceğini, temellerinin nasıl etkileneceğini detaya giremedik. Bizim böyle bir fırsatımız yoktu. Öte yandan Küçüksu, Göksu gibi İstanbul Boğazı’na su getiren noktalar var ve onlar da etkilenecek. Orada deniz suyunun tatlı suya karışması artacak” dedi.

“İSTANBUL VE İZMİR’DE DE ETKİSİ OLACAK”

Marmara Denizi ve Boğaz’daki tarihi yapıların etkileneceğinin altını çizen Prof. Bu yüzyılın sonunda referans olarak 1 metre, ama bir sonraki yüzyıl geldiğinde rahatlıkla 2-3 metreden bahsedebiliriz. Dolayısıyla bu sorun ortadan kalkmayacak, yavaş yavaş, sinsice kendini gösterecektir.” Bir şekilde kendini gösterecek bir sorundur. Deniz seviyesinin yükselmesi, iklim değişikliğinin diğer belirtilerinden biraz farklı bir yapıya sahip bir durumdur. Elbette İstanbul’a da etkisi olacak, İzmir’de de aynısı olacak. Öte yandan fırtına dalgası diye bir şey var. Fırtına olduğunda rüzgarlar suyu iter. Su yükselir, kısa bir süre için, belki saatler veya günlerce yükselir ve sonra tekrar düşer. Ancak bu fırtına dalgasıyla birlikte deniz seviyesi de yükselirse daha aktif hale gelecektir. Fırtına dalgasının sıklığı ne kadar artacak, genliği ve büyüklüğü ne kadar artacak? Bunu zamanla bilemeyiz ama fırtına dalgası çok gerçek bir şeydir. Dolayısıyla karalar ve denizler arasındaki bağlantıyı düşünürken sadece giderek yükselen ortalama seviyeyi değil, belirli günlerde ve belirli mevsimlerde şiddetli olan fırtına dalgalarını da hesaba katmamız gerekiyor. Mesela Küçüksu Kasrı’nda bazı önlemler alındı ​​ama nasıl etkilenecek? Deniz kıyısında Dolmabahçe Sarayı bulunmaktadır. Böyle 3-5 tane yapı var, onların da etkileneceği kesin” dedi.

“KİRLİ SU DENİZ SUYUNA KARIŞIRSA ARITILMASI ZOR OLACAK”

Deniz suyunun yükselmesinin atık su arıtımında da sorun yaratacağını belirten Dalfes, “İzmir ile İstanbul’un atıksu arıtımı biraz farklı. Biz de derin deşarj yapıyoruz, o derin deşarjın nasıl etkileneceği ayrı konu. İstanbul’da bu altyapıların nasıl etkileneceğine baktık.” İzmir’de bu atık sular durdurma sistemiyle toplanıyor ve sonunda bir yerdeki tesise getiriliyor. Deniz suyu, atık suya yani kirli suya karışırsa, ki bu özellikle deniz seviyesinin yükselmesiyle olur, arıtılması daha da zorlaşır. “Çok önemli bir sorun. Arıtma tesislerinin işletilmesinde deniz suyu seviyesi önemli. Üstelik deniz suyunun atık suya karışması sonucu o atık suyun arıtılmasındaki teknolojik zorluklar da giderek artacak.” söz konusu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu